1 Mayıs tüm dünyada işçi sınıfının uluslararası birlik,mücadele ve dayanışma günü olarak kabul edilir.Emeğin politik alandaki temsiliyetini ve sınıf mücadelesinin toplumsal dinamiklerini anlamak için kritik bir öneme sahiptir.Tarihsel olarak 1 Mayıs 1886 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri’nde başlayan ve 8 saatlik iş günü talebiyle yükselen büyük işçi hareketine dayanır.Bu tarih işçilerin hakları için verilen mücadelenin sembolü haline gelmiş ve zamanla dünya çapında yayılmıştır.1 Mayıs’ı sadece bir işçi bayramı olarak değil aynı zamanda sosyal adalet,eşitlik ve demokrasi arayışının bir ifadesi olarak ele alır.Bu gün işçi sınıfının sesini duyurduğu,taleplerini politik bir platformda dile getirdiği ve toplumsal değişim için kolektif bir güç olarak örgütlendiği bir gündür.1 Mayıs aynı zamanda küresel kapitalizm ve neoliberal politikaların eleştirisini içerir.İşçilerin çalışma koşullarını,ücretlerini ve sosyal haklarını iyileştirmek için yürüttükleri mücadele genellikle bu politikaların yarattığı baskılarla çatışır.Bu çerçevede 1 Mayıs kapitalist sistemin aşırılıklarına karşı bir direniş olarak da görülebilir.Sonuç olarak 1 Mayıs emeğin politik alandaki yerini ve toplumsal mücadelelerin şekillenmesini anlamak adına zengin bir analiz alanı sunar.Bu gün işçi sınıfının haklarını savunma,ekonomik adaleti talep etme ve daha adil bir dünya düzeni için mücadele etme iradesinin somut bir göstergesidir.