“Asrın felaketi “ Deprem (1 Kişi İçeride)

  • Konuyu başlatan GS1905ALİ
  • Başlangıç tarihi
G

GS1905ALİ

Ziyaretçi
Şimdi anladık mı, aslında evimizin çok küçük olmadığını, ya da çok soğuk olmadığını?

Yattığımız yatağın, üstümüzdeki yorganın markasının çokta önemli olmadığını...

Yediğimiz yemeğin tuzunun, salçasının, etinin, sebzesinin az yada çok olmasının çok önemli olmadığını, yemeğimizi beş on dakika gecikmesinin önemsizliğini...

Ballandıra ballandıra anlattığınız telefonunuzun, arabanızın markasının, yazlığınızın, zenginliğinizin, çok önemli olmadığını...

Milyonlarca liraya aldığımız konutun belkide mezarımız olabileceğini...

Üstünüzdeki montun, ayağınız üşümesin diye bir köşede duran battaniyenin kıymetini, sıcak bir çayın, çorbanın, ekmeğin nasıl da kıymetli olduğunu...

Kalbini kırdığınız bir insanın gönlünü almaya belkide vaktiniz olamayacağını...

Kaçırdığınız trenin, uçağın, dolmuşun arkasından telaş yapmamanın ne kadar gereksiz olduğunu...

Nerede nasıl yattığınızın değilde, nerede nasıl, ya da ne halde uyanacağınızı, ya da uyanamayacağınızı, üzerinizde uyuduğunuz yorganın yerine moloz yığınlarının altında kalabileceğinizi...

Bu afetler, felaketler, hep ders olmalı, unutulmamalı, zenginliğin, malın, mülkün, makamın emanet olup insanlığın, adamlığın kalıcı ve gerekli olduğunu...

Sevdiklerinizin kıymetini bilin kalbini kırmayın, yediğinizi içtiğinizi israf etmeyin, emanet olan hayatımızı, canımızı, ne zaman nerede teslim edeceğimiz belli değil ve yaptığınız işin, imalatın, ya da sorumluluk alanlarınızdaki davranış ve mesuliyetin, insan hayatına nasılda olumsuzluklar yaşatabileceğini, ölümlere sebep olabileceğinizi...

Yani demem o ki namuslu, şerefli, vicdanlı yaşayın....
 
Üst