Bu topraklar, binlerce yıldır cesaretin, fedakârlığın ve sadakatin üzerinde yükselir. Anadolu’nun her karışında, uğruna can verenlerin hikâyeleri saklıdır. Kimi henüz çocuk yaşında, kimi ömrünü görevine adamış; isimsiz kahramanlar, bu milletin istiklâli ve istikbali için gözlerini kırpmadan hayatlarını feda etmiştir. Onlar, vatan sevgisini kelimelerle değil, canlarıyla yazmışlardır.
Eren Bülbül ve Ferhat Gedik, bu kahramanlık zincirinin en parlak halkalarından ikisidir. Farklı yaşlarda, farklı hayat yollarında yürümüş olsalar da, aynı gökyüzüne bakan, aynı bayrağın altında birleşen iki yürektiler. Eren’in genç yaşında taşıdığı tertemiz yürek ile Ferhat Gedik’in yılların tecrübesiyle yoğrulmuş kararlı adımları, aynı hedefe yönelmişti: Bu bayrağın dalgalanması, bu milletin huzuru.
Vatan sevgisi, yalnızca bir duygu değil; sorumluluk ve eylemdir. Gerektiğinde bir adım öne çıkmak, tehlikenin üzerine yürümek, kendi güvenliğini değil, milletinin geleceğini düşünmektir. İşte bu topraklarda yetişen her vatan evladı, Eren’in cesaretinde ve Ferhat’ın duruşunda bu sevgiyi görebilir. Onların hikâyesi, vatanseverliğin yaşı, rütbesi, mevkii olmadığının en güçlü ispatıdır.
Şehadet, inancımızda en yüce mertebelerden biridir. O mertebeye erişenler, artık yalnızca kendi ailelerinin değil, bütün bir milletin evladı olur. Eren Bülbül ve Ferhat Gedik, ardında derin bir hüzün ve büyük bir gurur bırakarak, bu milletin ortak hafızasında yan yana duruyor. Onların aziz hatırası, vatanın, uğruna can verenlerin kanıyla sulandığını ve o kanın bu toprağın en değerli mayası olduğunu hatırlatır.
Bugün, şehadetlerinin 8. yılında, aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve en derin saygıyla anıyoruz. Ruhları şad, mekânları cennet olsun. Onlar gittiler, ama emanetleri bizimle; bayrak dalgalandıkça, isimleri sonsuza dek yaşayacak
Eren Bülbül ve Ferhat Gedik, bu kahramanlık zincirinin en parlak halkalarından ikisidir. Farklı yaşlarda, farklı hayat yollarında yürümüş olsalar da, aynı gökyüzüne bakan, aynı bayrağın altında birleşen iki yürektiler. Eren’in genç yaşında taşıdığı tertemiz yürek ile Ferhat Gedik’in yılların tecrübesiyle yoğrulmuş kararlı adımları, aynı hedefe yönelmişti: Bu bayrağın dalgalanması, bu milletin huzuru.
Vatan sevgisi, yalnızca bir duygu değil; sorumluluk ve eylemdir. Gerektiğinde bir adım öne çıkmak, tehlikenin üzerine yürümek, kendi güvenliğini değil, milletinin geleceğini düşünmektir. İşte bu topraklarda yetişen her vatan evladı, Eren’in cesaretinde ve Ferhat’ın duruşunda bu sevgiyi görebilir. Onların hikâyesi, vatanseverliğin yaşı, rütbesi, mevkii olmadığının en güçlü ispatıdır.
Şehadet, inancımızda en yüce mertebelerden biridir. O mertebeye erişenler, artık yalnızca kendi ailelerinin değil, bütün bir milletin evladı olur. Eren Bülbül ve Ferhat Gedik, ardında derin bir hüzün ve büyük bir gurur bırakarak, bu milletin ortak hafızasında yan yana duruyor. Onların aziz hatırası, vatanın, uğruna can verenlerin kanıyla sulandığını ve o kanın bu toprağın en değerli mayası olduğunu hatırlatır.
Bugün, şehadetlerinin 8. yılında, aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve en derin saygıyla anıyoruz. Ruhları şad, mekânları cennet olsun. Onlar gittiler, ama emanetleri bizimle; bayrak dalgalandıkça, isimleri sonsuza dek yaşayacak
