Kıbrıs Barış Harekatı’nın (20 Temmuz 1974) öncesinde adada yaşanan olaylar, Kıbrıs tarihindeki en kritik dönemlerden birini oluşturur. Bu olaylar, Kıbrıs'taki iki ana etnik grup olan Türkler ve Rumlar arasındaki gerginliklerin artmasıyla gelişmiştir.
1. Kıbrıs Sorununun Temelleri
Kıbrıs, Osmanlı İmparatorluğu'ndan 1878'de Birleşik Krallık’a devredildikten sonra İngiliz yönetimi altına girdi. Ancak adadaki Rum halkı, Enosis (Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması) ideali etrafında birleşmeye başladı. 1931'de Rumların başlattığı ayaklanma, Kıbrıs'ın Yunanistan'a katılması talebiyle patlak verdi. Bu, adada uzun sürecek bir ayrılık ve çatışma sürecinin başlangıcı oldu.
2. 1950’ler ve EOKA
1950’li yıllarda, Enosis hedefine ulaşmak için EOKA (Ethniki Organosis Kyprion Agoniston) adlı silahlı Rum örgütü kuruldu. 1955'te EOKA, İngiliz yönetimine ve Kıbrıslı Türklere karşı gerilla savaşı başlattı. Bu dönemde, adadaki Türkler de kendi savunma örgütlerini kurmaya başladı; bunların en önemlisi Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) idi. TMT, adanın taksimini (bölünmesini) savunarak Türk toplumunu korumayı amaçlıyordu.
3. Zürih ve Londra Anlaşmaları (1959-1960)
1959'da Zürih ve Londra Anlaşmaları imzalanarak Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu. Anlaşmalar, Kıbrıs'ta iki toplumlu, bağımsız bir devlet kurulmasını öngörüyordu. Ancak, Kıbrıslı Türkler ve Rumlar arasındaki anlaşmazlıklar kısa sürede yeniden su yüzüne çıktı.
4. 1960-1974 Arası Dönem ve Makarios’un Politikaları
Kıbrıs Cumhuriyeti, bağımsızlığını ilan etmesine rağmen, adada tam anlamıyla barış sağlanamadı. Cumhurbaşkanı Makarios, Kıbrıs'ın Yunanistan’a bağlanması düşüncesinden vazgeçmemişti. 1963 yılında Makarios, Anayasa'da Türk toplumunun haklarını kısıtlayan değişiklikler önerdi. Bu durum, adada büyük çaplı etnik çatışmaların başlamasına yol açtı. 1963-1964 olayları, Kıbrıslı Türklerin gettolarda yaşamaya zorlanmasıyla sonuçlandı. Birleşmiş Milletler (BM) adaya barış gücü gönderdi, ancak bu önlem kalıcı bir barışı sağlayamadı.
5. 1974 Darbesi ve Yunan Cuntası
15 Temmuz 1974'te Yunanistan'daki askeri cunta tarafından desteklenen Nikos Sampson liderliğindeki EOKA B örgütü, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne karşı bir darbe yaptı. Bu darbe, adanın Yunanistan'a bağlanması (Enosis) için atılmış bir adımdı. Ancak bu durum, Türkiye için büyük bir tehdit oluşturdu ve Kıbrıslı Türkler için güvenlik endişelerini arttırdı.
6. Türkiye’nin Müdahale Kararı
Kıbrıslı Türklere yönelik tehditlerin artması ve Enosis tehlikesinin ortaya çıkması üzerine, Türkiye 1959 Zürih ve Londra Anlaşmaları'ndan doğan garantörlük hakkını kullanarak adaya müdahale kararı aldı. 20 Temmuz 1974’te Türkiye, Kıbrıs Barış Harekatı'nı başlattı. Bu harekat, adanın kuzey kesiminde Kıbrıs Türkleri için güvenli bir bölge oluşturulmasını sağladı.
Kıbrıs Barış Harekatı’nın öncesinde yaşanan bu olaylar, hem adadaki topluluklar arasındaki güvensizliği hem de bölgesel dengeleri derinden etkiledi. Bu süreç, Kıbrıs sorununu uluslararası bir mesele haline getirdi ve halen çözülmemiş bir sorun olarak günümüzde devam etmektedir.
1. Kıbrıs Sorununun Temelleri
Kıbrıs, Osmanlı İmparatorluğu'ndan 1878'de Birleşik Krallık’a devredildikten sonra İngiliz yönetimi altına girdi. Ancak adadaki Rum halkı, Enosis (Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması) ideali etrafında birleşmeye başladı. 1931'de Rumların başlattığı ayaklanma, Kıbrıs'ın Yunanistan'a katılması talebiyle patlak verdi. Bu, adada uzun sürecek bir ayrılık ve çatışma sürecinin başlangıcı oldu.
2. 1950’ler ve EOKA
1950’li yıllarda, Enosis hedefine ulaşmak için EOKA (Ethniki Organosis Kyprion Agoniston) adlı silahlı Rum örgütü kuruldu. 1955'te EOKA, İngiliz yönetimine ve Kıbrıslı Türklere karşı gerilla savaşı başlattı. Bu dönemde, adadaki Türkler de kendi savunma örgütlerini kurmaya başladı; bunların en önemlisi Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) idi. TMT, adanın taksimini (bölünmesini) savunarak Türk toplumunu korumayı amaçlıyordu.
3. Zürih ve Londra Anlaşmaları (1959-1960)
1959'da Zürih ve Londra Anlaşmaları imzalanarak Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu. Anlaşmalar, Kıbrıs'ta iki toplumlu, bağımsız bir devlet kurulmasını öngörüyordu. Ancak, Kıbrıslı Türkler ve Rumlar arasındaki anlaşmazlıklar kısa sürede yeniden su yüzüne çıktı.
4. 1960-1974 Arası Dönem ve Makarios’un Politikaları
Kıbrıs Cumhuriyeti, bağımsızlığını ilan etmesine rağmen, adada tam anlamıyla barış sağlanamadı. Cumhurbaşkanı Makarios, Kıbrıs'ın Yunanistan’a bağlanması düşüncesinden vazgeçmemişti. 1963 yılında Makarios, Anayasa'da Türk toplumunun haklarını kısıtlayan değişiklikler önerdi. Bu durum, adada büyük çaplı etnik çatışmaların başlamasına yol açtı. 1963-1964 olayları, Kıbrıslı Türklerin gettolarda yaşamaya zorlanmasıyla sonuçlandı. Birleşmiş Milletler (BM) adaya barış gücü gönderdi, ancak bu önlem kalıcı bir barışı sağlayamadı.
5. 1974 Darbesi ve Yunan Cuntası
15 Temmuz 1974'te Yunanistan'daki askeri cunta tarafından desteklenen Nikos Sampson liderliğindeki EOKA B örgütü, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne karşı bir darbe yaptı. Bu darbe, adanın Yunanistan'a bağlanması (Enosis) için atılmış bir adımdı. Ancak bu durum, Türkiye için büyük bir tehdit oluşturdu ve Kıbrıslı Türkler için güvenlik endişelerini arttırdı.
6. Türkiye’nin Müdahale Kararı
Kıbrıslı Türklere yönelik tehditlerin artması ve Enosis tehlikesinin ortaya çıkması üzerine, Türkiye 1959 Zürih ve Londra Anlaşmaları'ndan doğan garantörlük hakkını kullanarak adaya müdahale kararı aldı. 20 Temmuz 1974’te Türkiye, Kıbrıs Barış Harekatı'nı başlattı. Bu harekat, adanın kuzey kesiminde Kıbrıs Türkleri için güvenli bir bölge oluşturulmasını sağladı.
Kıbrıs Barış Harekatı’nın öncesinde yaşanan bu olaylar, hem adadaki topluluklar arasındaki güvensizliği hem de bölgesel dengeleri derinden etkiledi. Bu süreç, Kıbrıs sorununu uluslararası bir mesele haline getirdi ve halen çözülmemiş bir sorun olarak günümüzde devam etmektedir.