Milli İstiklal Partisi’nde yaşanan yönetim değişikliği, Asil Türk Partisi etkisi, parti içi küfür ve baskı iddiaları derken kamuoyunun aklında birçok soru işareti belirmişti.
Başkan Medya olarak, tüm bu soruları bizzat Milli İstiklal Partisi yönetiminde yer alan, aynı zamanda eski Milli Hareket Partisi kurucularından D E N İ Z’e sorduk.
Cevaplar, sadece kendi partisine değil, oyun genel siyaset sahnesine de sert mesajlar içeriyor. İşte gündeme damga vuracak o açıklamalar…
1. Soru: Sinan Sevim’in Oyun Başkanlığı sona erdiği anda Genel Başkanlığı da bırakıp bir anda ortadan kaybolması hakkında hâlâ net bir açıklama yapılmadı. Bu karar istifa mıydı, yoksa partiyi yüzüstü bırakmak mı?
D E N İ Z:
Öncelikle Sinan Sevim'in yüzüstü bırakma veya ayrılmak gibi bir durumu söz konusu değil. Sinan Sevim aslında çok daha önceden reel hayatındaki yoğunluklardan ötürü biraz arka planda durmak istediğini, vakit ayıramadığını o zamanlar da partimizde bulunan birçok kişiyle paylaşmıştı. Ancak parti içerisindeki abilerimiz ve kardeşlerimiz, Sinan'ın Oyun Başkanı olmadan kendisini bırakmayacaklarını söylemesiyle süreç uzamış ve günümüzde görevini sonlandırdıktan sonra hâlâ aramızda olup arka planda devam edeceğini belirtmiştir.
2. Soru: Böylesine büyük bir siyasi yapının lideri, neden görevden sonra kamuoyunun karşısına çıkma ihtiyacı bile hissetmedi? Sizce bu durum siyasi etikle bağdaşıyor mu?
D E N İ Z:
Az önce söylediğim gibi kendisi hâlâ aramızda; ancak reel hayatındaki yoğunluktan ötürü arka planda bizlerle oyuna devam ediyor.
3. Soru: Yeni yönetime Asil Türk Partisi’nde geçmişte aktif görev almış isimlerin getirilmesi bir tesadüf müydü? Yoksa üyelerin bilgisi dışında yapılan bir ‘sessiz darbe’ mi söz konusu?
4. Soru: Parti logosundaki değişimin bile Asil Türk Partisi’ne benzetilmesi, kamuoyunda bu birleşme iddialarını güçlendiriyor. Bu değişim bir görsel devrim mi? Neden şeffaflıkla açıklanmadı?
D E N İ Z:
Bu ne tesadüftür ne de bir darbedir. Türk Ulus Birliği Partisi'nde mücadele ederken partinin dağılması ile ailemize Asil Türk'ten gelen arkadaşlarımız, abilerimiz, ablalarımız oldu. Çok kıymetli, çok tecrübeli insanlar... Zaman içinde kaynaştık, birbirimizi tanıdık ve o zamanki yönetim kurulundaki yaklaşık 15-20 kişi ve Sinan Sevim'le yönetim ekibine dahil edilmeleri konusunda istişareler yaptık. Tabii ki gelen herkes değil; 4 kişi yönetim ekibimize dahil edildi. Herkes hemfikirdi, karşı çıkan bir kişi bile olmadı.
Bunun üzerine Türk Ulus Birliği'nin dağılmasıyla yeni bir isim ve logo ile aynı çatı altında toplanmaya karar verdik. Logo göze hoş geldiği için böyle bir logo seçildi ve herkesin fikri alındı. Yönetim kurulumuzdaki yapılanma ise aynen devam edip aramıza Asil Türk'ten gelen arkadaşlarımız da katıldı. İyi ki de katılmışlar. Bu iki büyük camia tek bir aile olmuştur. “Asil Türk üyeleri” gibi söylemlerin de geçmişte kaldığını hatırlatmak isterim.
5. Soru: Bazı yönetim üyelerinin partililere küfür ettiğine dair somut belgeler paylaşıldı. Bu kişilere karşı herhangi bir disiplin süreci başlatıldı mı?
D E N İ Z:
Öncelikle tabii ki yapılan yanlışı tasvip etmiyoruz, asla. Bu olaylara karışan kişilere gereken uyarılar yapıldı. Şahsi olarak da bazı tartışmalara dahil olduğum için sonradan pişmanlık duydum.
6. Soru: Parti içindeki muhalefeti susturmak için makam vaadinde bulunulması ve ardından bu vaatlerin tutulmaması, açık bir siyasi manipülasyon değil midir? Siz bu yöntemi doğru buluyor musunuz?
D E N İ Z:
Biz hiçbir zaman muhalefeti susturmak için makam vaadinde bulunmadık. Kim bu parti için emek verdiyse karşılığını vermek için her zaman elimizden geleni yaptık. Tabii ki bazı arkadaşlara sözler verdik, ancak bu bazı durumların üstünü örtbas etmek için değil, verdiği emeğin karşılığı olduğu içindir.
7. Soru: Eleştiride bulunan üyelerin dışlanması, küfre uğraması ve oyundan ayrılmaya zorlanması yönündeki suçlamalar hakkında ne söylemek istersiniz?
D E N İ Z:
Bu konu hassas ve yanlış anlaşılabilecek bir konudur. Eleştiri yaptığını söyleyen Yiğit, hiçbir yöneticiye neler olduğunu sormadan, parti genel sohbetinde isyan ederek parti içerisinde bulunan üyelere “Siz de Asil Türk'ün oyunlarının farkında olun” tarzında mesajlar atarak, parti içi karşıt görüş oluşturmuş ve hiç kimse durumdan rahatsız değilken partiyi bir kaosa sürüklemeye çalışmıştır. Evet, sinirle yöneticilerimiz büyük tepkiler gösterdi, ancak kimseye oyunu bırakma yönünde baskı yapılmadı. Bu yöneticiler de şu an cezalarını çekiyorlar.
8. Soru: Üyelerin fikri alınmadan, yönetim kararlarının dikte edilmesi partiyi bir “tek adam rejimi”ne dönüştürmüyor mu?
D E N İ Z:
Biz birçok üyemizle genel sohbette olsun, farklı gruplarımızda olsun, WhatsApp'ta olsun sürekli iletişim ve sohbet hâlindeyiz. Ben de partinin bir yöneticisi olarak aktif olarak bu sohbetlere, aramalara dahil oluyorum. Yönetim kurulu tarafından bir karar alınacağı zaman birçok üyemizin zaten haberi olmuş oluyor. Bu kanallar üzerinden haberleşme sağlanıyor. Şu an gündemde bulunan “üyelerin fikrinin alınmaması” konusu ise 2-3 oyuncunun söylemlerinden ibarettir.
9. Soru: Yeni yönetim kadrosu tam olarak nasıl belirlendi? Bu süreçte kaç üyenin fikri alındı? Yoksa perde arkasında yürütülen bir pazarlık sonucu mu şekillendi?
10. Soru: Tüm bu krizler sürerken yeni Genel Başkan A H M E T’in “Her şey yolunda” açıklaması sizce kamuoyunu yanıltmaya yönelik bir algı yönetimi mi?
D E N İ Z:
Yeni yönetim kadrosunun belirlenme aşamasını aslında biraz önce cevaplamış bulundum. Ahmet Başkanımızın açıklamalarının arkasında olduğumu belirterek, şu an parti içerisinde hiçbir sorun bulunmamaktadır. Olaylara karışan üyeler ihraç edildiği andan itibaren eskisi gibi devam etmekteyiz. Bu açıklamalarda bir algı söz konusu değildir.
11. Soru: Parti içinde artan ayrılık sinyalleri, güven sorunları ve yönetime olan tepkiler göz önüne alındığında, Milli İstiklal Partisi’nin seçimlerde başarı şansı sizce ne kadar gerçekçi?
D E N İ Z:
Partimizdeki ayrılıklar son bulmuş olup, üyelerimizin ve benim yönetim ekibine olan güvenim tamdır. Bu partinin kısa sürede yaptığı bu büyük işlerin unutulmaması gerektiğini belirtmek isterim.
12. Soru: Sizce parti hâlâ “oyun siyaseti” sahnesinde lider ve belirleyici bir güç olabilir mi?
D E N İ Z:
Biz istediğimiz sürece her zaman liderlik koltuğunu alabilecek güçteyiz. Kafamıza koyduğumuzu yaparız ve yaptık da. Bu başarıların arkasında da 120 kişilik kocaman bir aile var. Herkesin emeği çok kıymetli. Sizlerin önünde hepsine tekrar teşekkür ediyorum.
13. Soru: Kamuoyuna, partililere ve sizi takip edenlere son olarak ne söylemek istersiniz? Bu röportajı hem sizin hem de partiniz adına bir dönüm noktası olarak mı görmeliyiz?
D E N İ Z:
Son günlerde partimizin içindeki bu olayların sebebinin 3-4 oyuncunun başının altından çıkan bir komplo olduğunu hatırlatıp, güncel olarak hiçbir sorun olmadığını belirtmekten partim ve ailem adına mutluluk duyuyorum. Kamuoyu ve tüm BaşkanOnline camiasına, değerli vaktini ayırıp okudukları için teşekkür ederim.
BAŞKAN MEDYA DEĞERLENDİRMESİ
Parti içinden gelen bu uzun ve net açıklamalar, birçok tartışmayı geride bıraksa da, Başkan Medya olarak şunu belirtmeliyiz: Geçmişte yaşananlar, yalnızca açıklamalarla değil, uygulamalarla da telafi edilmek zorunda. Gözler şimdi Milli İstiklal Partisi’nin hem Meclis’te hem sahada atacağı adımlarda olacak.
Bize forum hesabımız üzerinden ulaşabilirsiniz.
Başkan Medya – Siyasi röportaj ve analiz merkezi.
Başkan Medya olarak, tüm bu soruları bizzat Milli İstiklal Partisi yönetiminde yer alan, aynı zamanda eski Milli Hareket Partisi kurucularından D E N İ Z’e sorduk.
Cevaplar, sadece kendi partisine değil, oyun genel siyaset sahnesine de sert mesajlar içeriyor. İşte gündeme damga vuracak o açıklamalar…
GENEL BAŞKANLIK KRİZİ ve SİNAN SEVİM’İN KAYBOLUŞU
1. Soru: Sinan Sevim’in Oyun Başkanlığı sona erdiği anda Genel Başkanlığı da bırakıp bir anda ortadan kaybolması hakkında hâlâ net bir açıklama yapılmadı. Bu karar istifa mıydı, yoksa partiyi yüzüstü bırakmak mı?
D E N İ Z:
Öncelikle Sinan Sevim'in yüzüstü bırakma veya ayrılmak gibi bir durumu söz konusu değil. Sinan Sevim aslında çok daha önceden reel hayatındaki yoğunluklardan ötürü biraz arka planda durmak istediğini, vakit ayıramadığını o zamanlar da partimizde bulunan birçok kişiyle paylaşmıştı. Ancak parti içerisindeki abilerimiz ve kardeşlerimiz, Sinan'ın Oyun Başkanı olmadan kendisini bırakmayacaklarını söylemesiyle süreç uzamış ve günümüzde görevini sonlandırdıktan sonra hâlâ aramızda olup arka planda devam edeceğini belirtmiştir.
2. Soru: Böylesine büyük bir siyasi yapının lideri, neden görevden sonra kamuoyunun karşısına çıkma ihtiyacı bile hissetmedi? Sizce bu durum siyasi etikle bağdaşıyor mu?
D E N İ Z:
Az önce söylediğim gibi kendisi hâlâ aramızda; ancak reel hayatındaki yoğunluktan ötürü arka planda bizlerle oyuna devam ediyor.
ASIL TÜRK PARTİSİ ETKİSİ ve “SİYASİ MÜDAHALE” İDDİALARI
3. Soru: Yeni yönetime Asil Türk Partisi’nde geçmişte aktif görev almış isimlerin getirilmesi bir tesadüf müydü? Yoksa üyelerin bilgisi dışında yapılan bir ‘sessiz darbe’ mi söz konusu?
4. Soru: Parti logosundaki değişimin bile Asil Türk Partisi’ne benzetilmesi, kamuoyunda bu birleşme iddialarını güçlendiriyor. Bu değişim bir görsel devrim mi? Neden şeffaflıkla açıklanmadı?
D E N İ Z:
Bu ne tesadüftür ne de bir darbedir. Türk Ulus Birliği Partisi'nde mücadele ederken partinin dağılması ile ailemize Asil Türk'ten gelen arkadaşlarımız, abilerimiz, ablalarımız oldu. Çok kıymetli, çok tecrübeli insanlar... Zaman içinde kaynaştık, birbirimizi tanıdık ve o zamanki yönetim kurulundaki yaklaşık 15-20 kişi ve Sinan Sevim'le yönetim ekibine dahil edilmeleri konusunda istişareler yaptık. Tabii ki gelen herkes değil; 4 kişi yönetim ekibimize dahil edildi. Herkes hemfikirdi, karşı çıkan bir kişi bile olmadı.
Bunun üzerine Türk Ulus Birliği'nin dağılmasıyla yeni bir isim ve logo ile aynı çatı altında toplanmaya karar verdik. Logo göze hoş geldiği için böyle bir logo seçildi ve herkesin fikri alındı. Yönetim kurulumuzdaki yapılanma ise aynen devam edip aramıza Asil Türk'ten gelen arkadaşlarımız da katıldı. İyi ki de katılmışlar. Bu iki büyük camia tek bir aile olmuştur. “Asil Türk üyeleri” gibi söylemlerin de geçmişte kaldığını hatırlatmak isterim.
PARTİ İÇİ OTORİTERLİK, KÜFÜRLER ve BASKILAR
5. Soru: Bazı yönetim üyelerinin partililere küfür ettiğine dair somut belgeler paylaşıldı. Bu kişilere karşı herhangi bir disiplin süreci başlatıldı mı?
D E N İ Z:
Öncelikle tabii ki yapılan yanlışı tasvip etmiyoruz, asla. Bu olaylara karışan kişilere gereken uyarılar yapıldı. Şahsi olarak da bazı tartışmalara dahil olduğum için sonradan pişmanlık duydum.
6. Soru: Parti içindeki muhalefeti susturmak için makam vaadinde bulunulması ve ardından bu vaatlerin tutulmaması, açık bir siyasi manipülasyon değil midir? Siz bu yöntemi doğru buluyor musunuz?
D E N İ Z:
Biz hiçbir zaman muhalefeti susturmak için makam vaadinde bulunmadık. Kim bu parti için emek verdiyse karşılığını vermek için her zaman elimizden geleni yaptık. Tabii ki bazı arkadaşlara sözler verdik, ancak bu bazı durumların üstünü örtbas etmek için değil, verdiği emeğin karşılığı olduğu içindir.
7. Soru: Eleştiride bulunan üyelerin dışlanması, küfre uğraması ve oyundan ayrılmaya zorlanması yönündeki suçlamalar hakkında ne söylemek istersiniz?
D E N İ Z:
Bu konu hassas ve yanlış anlaşılabilecek bir konudur. Eleştiri yaptığını söyleyen Yiğit, hiçbir yöneticiye neler olduğunu sormadan, parti genel sohbetinde isyan ederek parti içerisinde bulunan üyelere “Siz de Asil Türk'ün oyunlarının farkında olun” tarzında mesajlar atarak, parti içi karşıt görüş oluşturmuş ve hiç kimse durumdan rahatsız değilken partiyi bir kaosa sürüklemeye çalışmıştır. Evet, sinirle yöneticilerimiz büyük tepkiler gösterdi, ancak kimseye oyunu bırakma yönünde baskı yapılmadı. Bu yöneticiler de şu an cezalarını çekiyorlar.
8. Soru: Üyelerin fikri alınmadan, yönetim kararlarının dikte edilmesi partiyi bir “tek adam rejimi”ne dönüştürmüyor mu?
D E N İ Z:
Biz birçok üyemizle genel sohbette olsun, farklı gruplarımızda olsun, WhatsApp'ta olsun sürekli iletişim ve sohbet hâlindeyiz. Ben de partinin bir yöneticisi olarak aktif olarak bu sohbetlere, aramalara dahil oluyorum. Yönetim kurulu tarafından bir karar alınacağı zaman birçok üyemizin zaten haberi olmuş oluyor. Bu kanallar üzerinden haberleşme sağlanıyor. Şu an gündemde bulunan “üyelerin fikrinin alınmaması” konusu ise 2-3 oyuncunun söylemlerinden ibarettir.
YÖNETİMİN BELİRLENİŞİ ve ŞEFFAFLIK SORUNU
9. Soru: Yeni yönetim kadrosu tam olarak nasıl belirlendi? Bu süreçte kaç üyenin fikri alındı? Yoksa perde arkasında yürütülen bir pazarlık sonucu mu şekillendi?
10. Soru: Tüm bu krizler sürerken yeni Genel Başkan A H M E T’in “Her şey yolunda” açıklaması sizce kamuoyunu yanıltmaya yönelik bir algı yönetimi mi?
D E N İ Z:
Yeni yönetim kadrosunun belirlenme aşamasını aslında biraz önce cevaplamış bulundum. Ahmet Başkanımızın açıklamalarının arkasında olduğumu belirterek, şu an parti içerisinde hiçbir sorun bulunmamaktadır. Olaylara karışan üyeler ihraç edildiği andan itibaren eskisi gibi devam etmekteyiz. Bu açıklamalarda bir algı söz konusu değildir.
GELECEK KAYGILARI ve SEÇİM SENARYOLARI
11. Soru: Parti içinde artan ayrılık sinyalleri, güven sorunları ve yönetime olan tepkiler göz önüne alındığında, Milli İstiklal Partisi’nin seçimlerde başarı şansı sizce ne kadar gerçekçi?
D E N İ Z:
Partimizdeki ayrılıklar son bulmuş olup, üyelerimizin ve benim yönetim ekibine olan güvenim tamdır. Bu partinin kısa sürede yaptığı bu büyük işlerin unutulmaması gerektiğini belirtmek isterim.
12. Soru: Sizce parti hâlâ “oyun siyaseti” sahnesinde lider ve belirleyici bir güç olabilir mi?
D E N İ Z:
Biz istediğimiz sürece her zaman liderlik koltuğunu alabilecek güçteyiz. Kafamıza koyduğumuzu yaparız ve yaptık da. Bu başarıların arkasında da 120 kişilik kocaman bir aile var. Herkesin emeği çok kıymetli. Sizlerin önünde hepsine tekrar teşekkür ediyorum.
KAPANIŞ: AÇIK MESAJ ve YENİ BİR SAYFA
13. Soru: Kamuoyuna, partililere ve sizi takip edenlere son olarak ne söylemek istersiniz? Bu röportajı hem sizin hem de partiniz adına bir dönüm noktası olarak mı görmeliyiz?
D E N İ Z:
Son günlerde partimizin içindeki bu olayların sebebinin 3-4 oyuncunun başının altından çıkan bir komplo olduğunu hatırlatıp, güncel olarak hiçbir sorun olmadığını belirtmekten partim ve ailem adına mutluluk duyuyorum. Kamuoyu ve tüm BaşkanOnline camiasına, değerli vaktini ayırıp okudukları için teşekkür ederim.
BAŞKAN MEDYA DEĞERLENDİRMESİ
Parti içinden gelen bu uzun ve net açıklamalar, birçok tartışmayı geride bıraksa da, Başkan Medya olarak şunu belirtmeliyiz: Geçmişte yaşananlar, yalnızca açıklamalarla değil, uygulamalarla da telafi edilmek zorunda. Gözler şimdi Milli İstiklal Partisi’nin hem Meclis’te hem sahada atacağı adımlarda olacak.
Bize forum hesabımız üzerinden ulaşabilirsiniz. Başkan Medya – Siyasi röportaj ve analiz merkezi.
