Osmanlı’nın Türk’e Bakışı (1 Kişi İçeride)

  • Konuyu başlatan GS1905ALİ
  • Başlangıç tarihi
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
G

GS1905ALİ

Ziyaretçi
‘’Leş ve baş ile dolmuştu ordu yeri
Az bulunur çok eşyalar ele girdi
Kesti Türkmen boyunu Rum Padişahı
Kederlere düşen Uzun(Hasan) haddin bildi.’’

(Hoca Saadettin Efendi Tacü’t-Tevarih/ 3. cilt s. 133, adlı kitabında Otlukbeli Savaşı’nı anlatıyor.)

Naima Tarihi’nden;

Türk-ü sütürk (azgın Türk)
Türk-bed lika (çirkin yüzlü Türk)
Etrak-ı bi idrak (anlayışsız, akılsız Türk)
Nadan Türk (kaba, cahil Türk)

(Tarih ve Toplum sayı 65, s. 10 )

Baki’nin Kanuni’ye sunduğu şiirden;

‘’Her tac olmaz fahr-u fena ehline sertac
Türk ehlinüney hace başı biraz kabadır.’’

( Her taç yoksulluk ve yokluk ehline baş tacı olmaz/Ey Hoca, Türk toplumundan olanın başı kabadır, sultan olma yeteneğinden yoksundur.)

Nef’i’den;

‘’Türk’e, Hak çeşme-i irfanı haram etmiştir.’’

(Tanrı Türk’e irfan pınarını yasaklamıştır.)

Divan-ı Hümayun katiplerinden Kadimi Hafız Çelebi’nin 1499 yılında yazdığı bir manzume;

‘’Devr-i daldan beri şahım eflak
Zem olur alem içinde Etrak
Vermemiş Türk’e Hüda hiç idrak
Akl-ı evvel de olursa bi bak
Uktülü’t-Türk’e velev kane ebak’’

(Önceden beri benim şahım Tanrıdır./(Bilirim ki) tüm dünyada kötülenir Türkler/(Çünkü) Tanrı Türk’e hiç bilinç vermemiştir/Hele birde ukala olursa tümden pis olurlar/Baban da olsa Türk’ü öldür)

‘’Dedi ol kan-i kerem şah-ı celal
Türk’ü katleyleyiniz kanı helal
Daim oldubunların işi dalal
Cümlesinden bunu ahzeyle misal
Uktülü’t-Türk’e velev kane ebak’’

(Bağışlar kaynağı ulular şahı olan Peygamber/Türk’ü öldürünüz onların kanı helal/(Çünkü) bunların işi sürekli kötülüktür/Bu yargı yalnız bir Türk için değil tüm Türkler için geçerlidir/Baban da olsa Türk’ü öldür)

‘’Türk’ü zannetme kim ola adem
Türk ile durma oturma bir dem
Şeker alsa eline Türk ola sem
Şer-i Etraki kesüb hiç yeme gam
Uktülü’t-Türk’e velev kane ebak’’

(Sakın Türk’ü insan sanma/Bir an bile olsa Türkle birlikte olma/Türk eline şeker alsa o şeker zehir olur/Türk’ün başını keserken sakın gam yeme/Baban da olsa Türk’ü öldür)

Hoca Saadettin Efendi Tac-üt Tevarih adlı eserinde anlatıyor;

‘’Padişah(Fatih), Uzun Hasan ile yapılan Otlukbeli Savaşı’ndan sonra ‘’Türkmen kellelerinden oluşan tepeleri dolaşmak üzere, ovayı şereflendirdiği vakit gördü ki, azep eri elinde bir pıçak, ölüler arasında dolaşıyor. ’’Ne iş yapıyorsun?’’ diye sorduğunda, azep ayıttı; ’’Sultanım, Türkmen ölülerinin kulaklarında olan küpeleri alırım’’ dedi. Padişah da hafif gülümseyerek ‘’İşine devam et’’ diyerek yoluna gitti.’’

‘’Osmanlı sarayında ‘’Türk’’ daima olduğu gibi ‘’kaba köylüyü’’ temsil eder.’’

( S. Yeresimos, Kostantiniye ve Ayasofya Efsaneleri s. 114 )

Henüz kuruluş dönemi olan 1466 yılında yapılan bir derlemede, "Türk iti şehre gelince Farisice ürer" denilmektedir.( Burhan Oğuz'dan aktaran, Şakir Keçeli, a.g.y., s. 118.)

Hırvat kökenli, Sadrazam Kuyucu Murat döneminde (1606-1611), 155.000 insan doğranmış ya da diri diri kuyulara doldurulmuşlardır. Aman dileyen insanlara Kuyucu'nun yanıtı "Vurun şu pis Türkün başını" olmuştur. Cellatların bile öldürmeye kıyamadığı çocuğu atından inerek öldüren Kuyucu Murat Osmanlı'nın yetkilisi, öldürülen çocuk da Anadolu'nun evladı Türk’tür.(Naima Tarihi’nden)

Osmanlı tarihçisi Naima aynı bilinç içinde şöyle yazmaktadır: "Türkmen çözülüp gitmesi yamandır, cem-ü iltiyamına derman yok." Yani, Türk ulusu ve unsuru öylesine eriyip çözülecektir ki, bir daha birleşmesinin ve bütünleşmesinin ilacı ve dermanı olmayacaktır.

Aksaraylı Kerimeddin Mahmud, şunları yazmıştır: "Hunhar Türkler, köpek ve kurt gibidirler, ellerine fırsat geçerse yağmayı ganimet bilirler, fakat düşman kuvvetleri gelirse kaçarlar."( Aktaran, Çetin Yetkin, a.g.y., s.12.)

1912 yılında Sebilürreşat dergisinde çıkan bir yazıda; "Türk" deyiminin kullanılması, dinsizlik, kâfirlik sayılıyordu.

1913 tarihli "Mecmuai Ebuzziya" dergisinin 94. sayısında; "Bizim Türklüğümüz sembolizmden başka bir şey değildir. Bizler yani Türkler Müslümanlık içinde erimişizdir. Türk falan değil, sadece Müslümanız. Buharalı hanlar bile kendilerini Türk saymazlar. Zira onların cetleri de vaktiyle Türkistan'ı zapt etmiş olan Araplardan başka bir şey değildir,"

Üniversite profesörlüğü de yapmış olan Ahmet Naim, 1913 yılında yazdığı "İslam'da Davai Kavmiye" adlı kitabında, Türk’e karşı savaş açmış ve "Türkün geçmişini bilmesine ve öğrenmesine lüzum ve ihtiyaç yok, gerekli olan şeriatı öğrenmektir," demiştir.

1919-1920 yıllarında Şeyhülislamlık görevine getirilmiş ve Padişahla birlikte ülkeden kaçmak zorunda kalmış olan Mustafa Sabri Efendi ise, Türk’e Türklük benliği vermek isteyenlere "soysuzlar" yakıştırmasında bulunmuştur.( Mustafa Coşturoğlu, a.g.y., s.278, 279.)

"Türk" sözcüğü, Anadolu köylüleri için kullanılır olmuştur.( Bozkurt Güvenç, Türk Kimliği, s.22, 23, Cahen'den aktaran, Bernard Lewis, Modern Türkiye'nin Doğuşu, s.1.)

Osmanlı yönetiminde, devletin en yüksek yürütme organları Türk’e kapalı tutulmuş, devlet adamlarının yetiştirildiği Enderun okullarına Türkler alınmamışlardır.(Hikmet Bayur, a.g.y., s.15.)

İstanbul'un alınmasından 4. Murat'ın ölümüne dek geçen 187 yıl içinde, devşirmelerden 66, Türk kökenlilerden de 10 kişinin sadrazamlığa atanmış, aynı dönemde devşirmeler toplam 167 yıl, Türk kökenli sadrazamlar ise 17 yıl görev yapmıştır.(Hikmet Bayur, a.g.y., s.17.)

Osmanlılarda, Ermenilere ’’millet-i sadıka’’, Araplara ’’kavm-i necip’’ denirken, Türklere;

"Kaba Türk", "Anlayışsız Türkler", "Pis Türkler" gibi sıfatlar takılıyordu.

(Özer Ozankaya, Türkiye'de Laiklik, İstanbul, 1990, s. 253.)

Osmanlı yönetiminde Türk’e yaklaşım o denli aşağılayıcıdır ki, o günlerden kalan aşağıdaki şiir bu yaklaşımı özetlemektedir:

"Türk değil mi, Merzifon'un eşeği,
Eşek değil, köpekten de aşağı."

Koçi Bey, 4. Murat'a sunduğu risalesinde (küçük kitap) Türkler hakkında şunları yazıyordu: "...mezhebi bilinmeyen şehir oğlanı, Türk, çingene, tatar, kürt, ecnebi, laz, Yörük, katırcı, deveci, hamal, ağdacı, yol kesen, yankesici ve diğer çeşitli kimseler..."

"Harem-i Hümayuna kanuna aykırı olarak Türk ve Yörük, çingene, Yahudi, dinsiz, mezhepsiz, nice kallaş ve ayyaş şehir oğlanları girer oldu." Bu sözler yazılıp Türk olduğu söylenen Padişaha veriliyordu.(Aktaran, Çetin Yetkin, a.g.y., s.145.)

Abdülhamit'in Araplara ve İslamiyet’e dayanan siyaseti, Türk’ü, Türkçüleri baş düşman olarak görmekteydi. Onun zamanında "Türk’üm demek, Türk’ten söz etmek büyük suçtu". (Esat Kamil Erkut, a.g.y., s.63)

Devletin dayandığı kendi halkına bu denli yabancılaşmasından olsa gerek, Osmanlı Devletinde kamu ile ilgili belgelerde, Türkçe sözcüğe 1876 Anayasasına değin rastlanmadı.( M.Rauf İnan, Atatürk'ün Önder Kişiliği, Eğitimci Kişiliği ve Amaçları, Ankara, 1983, s.198.)

1897 tarihinde, bir İngiliz gezgini şunları söylüyordu: "Türk adı nadiren kullanılır, onun iki yolda kullanıldığını işittim; ya bir ırkı ayırt eden deyim olarak, örneğin bir köyün 'Türk' veya Türkmen' olup olmadığını sorarsın, ya da bir hakaret deyimi olarak, örneğin İngilizce söyleyeceğin '’eşek kafalı'’ anlamında, '’Türk kafa’' diye homurdanırsın."( Ramsay'dan aktaran, Bernard Lewis, a.g.y., s.331.)

1. Selim (Yavuz), Sah İsmail'e; "... ben Sultan Beyazıt oğlu Sultan Selim, sen ki ey eşek Türk .."

( Sahabettin Tekindağ'dan aktaran, Baki Öz, Osmanlı'da Alevi Ayaklanmaları, Ant Yayınları, İstanbul 1992, s.;15. (Osmanlı vakanüvislerinin -zamanın olaylarını saptamakla görevli devlet tarihçilerinin- Türk’ü aşağılayan belgeleri için adı geçen yapıtın 69 uncu sayfasında kaynakları ile birlikte bir çok örnek bulunmaktadır.)

Mekteb-i Sultaniye’ye Osmanlı’nın son yıllarına kadar Türk soylular alınmazdı.

(M. Rauf İnan, Atatürk'ün Evrenselliği, Önder Kişiliği, Eğitimci Kişiliği ve Amaçları, Ankara, 1983, s.198.)

Son Padişahı Vahdettin'in yayımladığı bu bildirilerden birisinde su tümceler yer almıştır;

"Türkler dini, kavmiyeti, vatanı meşkuk (kuşkulu...) ve mahlud beş-altı milyonluk cahil bir kitledir." Türkçesi; "Türkler; dini, soyu sopu, yurdu belirsiz karmakarışık bir cahiller sürüsüdür".

(Vahdettin'in El Ahsam Gazetesinin 16 Nisan 1923 günlü sayısında Osmanlıca ve Arapça yayınlanan bildiriden.)

Gelelim Yeniçerilere;

Devşirme Yeniçeriler ( 10 bin asker, bu sayıda Yeniçerilerin en fazla olduğu Kanuni dönemine ait )

Türk soylu;
Tımarlı sipahiler ( 162 bin asker )
Akıncılar ( 40 bin asker )

II. Abdülhamit döneminde Türklüğe yakınlaşmanın sebebine gelince…

Çünkü ümmetçilik politikası iflas etmişti. Malum Arap ayaklanmaları…

Osmanlıcılık politikası da iflas etmişti.

Geriye ne kalıyordu?

Yüzyıllar sonra aslında devletin asli ve kurucu unsuru Türkler.

Şehzadelere tekrar Ertuğrul gibi isimler verilmeye başlandı. Saray muhafızları yüz yıllardır Arnavutlardan seçilirken ne hikmetse Karakeçililerden müteşekkil bir muhafız müfrezesi oluşturuldu.

Osmanlı gayri-Türklere güvenilmeyeceğini çok geç anlamıştı...
 

NightKing

İlk Adım Genel Başkan Yardımcısı || Niğde Mv.
Vatandaş
Osmanlı Türk oğlu Türktür senin Osmanlı düşmanlığın, Osmanlı'nın İslama ve Türkülerin şanına leke bile süremez.
 

kirmastiliadil

Yeni Üye
Vatandaş
Osmanlı Türk oğlu Türktür senin Osmanlı düşmanlığın, Osmanlı'nın İslama ve Türkülerin şanına leke bile süremez.
Osmanlı bir döneme kadar evet Türk oğlu Türk'tür. Ancak daha sonra anne tarafından birkac padisah hariç hep yabancı uyrukludur. Osmanlı kurulusundan itibaren Türklük'ten çok Islam ile anılmıştır. Ümmetçilik anlayışı ile ilerlemiştir. Yönetim kadrosunda dahi Türk kökenliler çok nadirdir. Candarlilardan sonra Türk kökenli yönetici yoktur. Bu bilgiler kayıtlı bilgiler.
 

NightKing

İlk Adım Genel Başkan Yardımcısı || Niğde Mv.
Vatandaş
Osmanlı bir döneme kadar evet Türk oğlu Türk'tür. Ancak daha sonra anne tarafından birkac padisah hariç hep yabancı uyrukludur. Osmanlı kurulusundan itibaren Türklük'ten çok Islam ile anılmıştır. Ümmetçilik anlayışı ile ilerlemiştir. Yönetim kadrosunda dahi Türk kökenliler çok nadirdir. Candarlilardan sonra Türk kökenli yönetici yoktur. Bu bilgiler kayıtlı bilgiler.
Yabancı uyruklu olan Osmanlı padişahı yoktur Osman gaziden Vahdettin Hana kadar Türk oğlu Türktür. Yönetime Türk kökenli yönetici alınmamasının sebebi isyanı önlemektir.
 

kirmastiliadil

Yeni Üye
Vatandaş
Yabancı uyruklu olan Osmanlı padişahı yoktur Osman gaziden Vahdettin Hana kadar Türk oğlu Türktür. Yönetime Türk kökenli yönetici alınmamasının sebebi isyanı önlemektir.
Anne tarafından diyorum zaten. Baba tarafı asli Türk. Anne tarafı ya Slav kökenli yahut Balkan kökenli çoğunun. Bunu inkar etmenin lüzumu yok. Türk değil diyen de yok.
 

kirmastiliadil

Yeni Üye
Vatandaş
Evet ben Osmanlıyım ve atalarımla iftihar ederim sizi anlamadım.
Ben Fatih Sultan Mehmet ile Kanuni Sultan Süleyman ile Yavuz Sultan Selim ile iftihar ediyorum. Hepsi bizim tarihimiz. Ama yadsınamaz gerçekleri görmekten gelmek olmaz. Osmanlı Türkleri ikinci bir Türk soyu ortaya çıkıp isyan olmasın diye uzaklaştırdı. Evliliklerini dahi yabancı uyruklu Islam ile müşerref olmuş hanımlarla yaptı. Benim dediğim bu. Kim 600 yıllık koca bir tarihi bir çırpıda silip atabilir? Ama gerçekleri de görmek lazım.
 

NightKing

İlk Adım Genel Başkan Yardımcısı || Niğde Mv.
Vatandaş
İslamdır, elbette en yüce ülkü, Neyleyim, Allahu ekber demeyen Türkü, Ne Mutlu Türküm diyene türküdür türkü, Yoktur Müslümanın Arabı, Kürdü, Türkü.
 

NightKing

İlk Adım Genel Başkan Yardımcısı || Niğde Mv.
Vatandaş
Ben Fatih Sultan Mehmet ile Kanuni Sultan Süleyman ile Yavuz Sultan Selim ile iftihar ediyorum. Hepsi bizim tarihimiz. Ama yadsınamaz gerçekleri görmekten gelmek olmaz. Osmanlı Türkleri ikinci bir Türk soyu ortaya çıkıp isyan olmasın diye uzaklaştırdı. Evliliklerini dahi yabancı uyruklu Islam ile müşerref olmuş hanımlarla yaptı. Benim dediğim bu. Kim 600 yıllık koca bir tarihi bir çırpıda silip atabilir? Ama gerçekleri de görmek lazım.
Devletin bekası için adam kardeşini öldürmüş var mı sende bu feraset öncelikle bir düşün niye isyan çıkarıyorlar neden Yöneticileri Türk değil
 

kirmastiliadil

Yeni Üye
Vatandaş
Devletin bekası için adam kardeşini öldürmüş var mı sende bu feraset öncelikle bir düşün niye isyan çıkarıyorlar neden Yöneticileri Türk değil
Sen okuduğunu bir anla önce. Saldırı modunu açmışsın gözün kapalı yazıyorsun birşeyler. Osmanlı kötü diyen yok. Kötüleyen de yok. Bir konuyu okuduğunu anlayan ile tartışmak da oldukça onemli. Osmanlı öyle yada böyle ikinci bir Türk soyu istemediği için Türk ırkını yanina yöresine pek sokmamış. Soy babadan da yürüse ana tarafları yabancı. Bunu her tarihçi söylüyor. Fatih'e, Abdulhamid'e kötü diyen yok. Okuduğunu anlayacağın zaman yaz konuşalım. Uzatmanın da alemi yok. Son Osmanlı NightKing bey hayırlı geceler.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst