Çanakkale’nin Atıl Yönetimi: Vizyonsuzluk ve İhmalkârlığın Gölgesinde Bir Şehir (1 Kişi İçeride)

Hilmi

Yükselen Gençlik 2. Yöneticisi Erzurum Vekili
Vatandaş
Çanakkale’nin yönetimi, şehrin tarihine, kültürüne ve halkının beklentilerine sırt çevirmiş bir yönetim anlayışıyla adeta bir çöküşün mimarı olmaktadır. Vali ve belediye başkanı, görevlerinin ağırlığını taşımaktan aciz bir şekilde, şehrin sorunlarına karşı duyarsız, projelerine karşı isteksiz ve halkın taleplerine karşı kör bir tavır sergilemektedir. Böylesine stratejik ve değerli bir şehir, bu kadar hareketsiz, vizyonsuz ve etkisiz bir yönetimle karşı karşıya kalmayı hak etmemektedir. Çanakkale’nin potansiyeli, bu yönetimlerin ataletine kurban edilmekte; altyapıdan turizme, eğitimden kent planlamasına kadar her alanda gözle görülür bir ilerleme kaydedilememektedir. Şehrin sokakları, caddeleri ve meydanları, yöneticilerin ilgisizliğinin ve beceriksizliğinin sessiz birer tanığıdır.
Vali, şehirdeki idari liderlikten beklenen dinamizmi göstermek yerine, adeta bir seyirci gibi olayları uzaktan izlemeyi tercih etmektedir. Belediye başkanı ise, kentin günlük ihtiyaçlarına dahi çözüm üretmekten uzak, halkın refahını artırmak için somut bir çaba göstermemektedir. Bu iki makam, Çanakkale’nin geleceğini şekillendirmek yerine, mevcut sorunları derinleştiren bir ağırlık haline gelmiştir. Şehrin ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınması için gerekli adımları atmak bir yana, mevcut projeler bile bürokratik bir bataklıkta bekletilmekte, halkın sabrı sınanmaktadır. Çanakkale’nin gençleri, esnafı, çiftçisi ve tüm sakinleri, bu yönetim anlayışının kayıtsızlığına mahkûm edilmiştir.
Oyun yönetimi ise, bu tabloyu daha da vahim hale getiren bir başka hayal kırıklığıdır. Şehrin dinamizmini artırmak, genç nesillere ilham vermek ve turizmi canlandırmak gibi hedefler, bu yönetimlerin gündeminde dahi yer almamaktadır. İçişleri Bakanlığı’na sunduğum öneride, vali ve belediye başkanlarının görevden alınması yetkisinin yasa tasarısıyla güçlendirilmesi gerektiğini vurgulamışken, bu teklifin ciddiye alınmaması, yönetimdeki genel sorumsuzluğun ve vurdumduymazlığın bir kanıtıdır. Böylesine kritik bir önerinin, bürokratik bir labirentte kaybolmasına izin verilmesi, Çanakkale’nin geleceğine vurulan bir başka darbedir. Oyun yönetiminin bu süreçteki pasif tutumu, şehrin yenilikçi projelerle buluşmasını engelleyen bir başka zincir olmuştur.
Çanakkale, tarih boyunca kahramanlıkların ve zaferlerin sembolü olmuş bir şehirken, bugünkü yönetim anlayışıyla adeta bir gölgede bırakılmıştır. Şehrin hak ettiği modern, yaşanabilir ve ilham verici bir kent kimliği, bu yönetimlerin elinde heba edilmektedir. Halkın sesine kulak vermeyen, sorunlara çözüm üretmeyen ve geleceği planlamaktan uzak bu yönetim anlayışı, Çanakkale’yi bir çıkmaza sürüklemektedir. Çanakkale halkı, yöneticilerinden yalnızca görevlerini yapmalarını değil, aynı zamanda şehre tutkuyla, kararlılıkla ve vizyonla hizmet etmelerini beklemektedir. Ancak mevcut tablo, bu beklentilerin çok uzağında bir gerçekliği gözler önüne sermektedir.
Bu yönetimlerin ihmalkârlığı, Çanakkale’nin her bir ferdini derinden etkilemektedir. Şehrin sokaklarında dolaşırken, halkın yüzündeki umutsuzluk ve hayal kırıklığı, bu yönetim anlayışının bir yansımasıdır. Çanakkale, daha fazla zaman kaybetmeyi göze alamaz; acilen bu atıl yönetim zihniyeti değiştirilmeli, şehir hak ettiği dinamik, üretken ve halk odaklı bir yönetime kavuşmalıdır. Çanakkale’nin geleceği, bu vurdumduymazlığa terk edilemeyecek kadar değerlidir!
 
Üst