Ben de geçicem Altınok' a. Artık kazanan olmak istiyorum. Puan kasmaktan hayatımızı yaşayamaz olduk. Çok kasmadan da stratejiyle daima kazanan olabileceğini altınok gösterdi. Ahde vefa desen var. Üst yöneticiler koltuk kavgası yapmaz, makam peşinde koşmaz. Üyesine sahip çıkar, parti çıkarlarını gözetir, forumu etkin kullanır, rakibe bile çeki düzen verir.
Yaşı yetenler ya da mahallede büyüyen çocuklar bilir. Grupla oynanan oyunlarda takim belirlemek için adım ucuna adım koyarak aldım verdim yapardık. Kazanan kişi ilk oyuncuyu seçer sonra sırayla iki takım lideri oyuncu seçerek kadroları oluştururdu. Ama bazen mahallede çok iyi oynayan ve mahallenin abisi olan kişi hiç öyle aldım verdim yapmadan oyunu kurardi. Takımları kendi oluştururdu. Çok iyi anlaştığı bir kişi, biraz yönlendirirse iyi oynayabilecek 2 isim, ortalama oynayan 1 kişi, rakibin çok güçlü oldunuz dememesi diye aldığı vasatin iyisi 1 isimden kadrosunu kurar. İsimleri sayar bunlar bizim takım geri kalanlar sizin takım derdi. Hatta rakibi cesaretlendirmek için de siz bayağı iyisiniz der rakibi de motive ederdi. Oyunu da daima bu kişi kazanırdı. Oyundan sonra da siz bireysel olarak iyisiniz ama takım olamadınız anlasamadiniz diyerek yapıcı bir eleştiri yapardı. Ve doğrusu da budur çünkü sorun; kalanlar takım değillerdir ve takım olamazlar. Çünkü isteyerek biraraya gelen değil taraf seçmek zorunda olduğu için bı tarafta kalanlardan olusanlardir.
O yüzden eğer çok partili ve 6 partili ittifak sistemi devam edecekse parti üye sayısı üst sınırı düşürülmeli ve en fazla 40 olacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.
Yok eğer 2 partili sistem konusundaki çok ısrarcı olunacaksa, oyun yönetimi 2 ittifak ismi belirlesin. Puan sıralamasında İlk 12 Parti'ye ittifaklara katılma hakkı verilsin. İttifak üyesi olmayan parti seçime giremesin. Bu şekilde zoraki 2 partili sisteme geçilsin.
Ya da 3. Yol olarak tek parti sistemine geçilsin. Parti başkanı oyun başkanı. Parti genel sekreteri meclis başkanı olsun. Vatandaşlarda sırayla bakan ve vekil olur.